Özgürlük, çok istenen bir şey olmasına rağmen toplumsal yaşamda önemli bir sorun haline gelebilmektedir. Sınırla yönetilen bir nesne de diyebiliriz buna. Özgürlük “kırmızı” çizginin geçilmemesidir. Çünkü dünya bir kaos karmaşasına dönüşmemeli. Bu kaosu “kırmızı” çizgi dizginliyor. Dilediği şeyi dilediği zaman yapma konusunda herkese aynı ölçüde özgürlük tanındığında hayat için belirlenmiş kurallar çiğnenmiş olacaktır. İnsan istencinin seçeneklerle karşı karşıya kaldığında şu ya da bu biçimde eyleme konusunda sınırlandırılmaması, kısıtlanmamasıdır özgürlük.
Özgürlük bir nesne olarak her ne kadar birey, tek kişi anlamını (hareket ve arzularını) ifade etse de, bunun yanı sıra toplumsal özgürlük kavramı da hak ve hukuk çerçevesinde tanımlanmaktadır. Toplumsal özgürlük nedir? Bireyin yapmak istediklerinde, esasen de temel hakları kullanmasında, içinde bulunduğu toplum ve siyasal birlik tarafından engellenmemesidir toplumsal özgürlük. Özgürlüğün hem karşısında, hem de yanında dura bilen bir temrin daha mevcut – eşitlik. Özgürlük konusu olan her yerde bu temrini duymuşsunuzdur.
Eşitlik ise toplumu oluşturan bireylerin ekonomik, toplumsal ve siyasal olarak birbiriyle aynı “haklar ve özgürlüklerle” donatılması durumuna verilen addır. Fakat bu daha çok talep düzeyinde kalır ve toplumsal yaşamda karşılaşılan olgu, bunun tam tersi yani eşitsizliktir. Eşitlikten ya da eşitsizlikten söz edebilmemiz için hak ve özgürlüklerinin sınırları bakımından karşılaştırabileceğimiz en az iki bireye gereksinim duyarız; bu da eşitliğin bir ide ve bir talep olarak ancak toplumsal yaşam içerisinde anlam kazandığına işaret eder.
Eşitlik, toplumsal yaşam dışında bir şey ifade etmez; çünkü hak ve özgürlüklerin tanınması ve sınırlandırılması bakımından, birden fazla bireyin varlığını gerektirir.
Liberalizm diye bir şey duydunuz mu? Özgürlükle eşitliği birleştiren en temel değer.
Bir toplumda hem özgürlük, hem de eşitlik sağlanması ve bunun en doğru kurallarla yönetilmesi mümkün mü? Özgürlük ve eşitlik, birbirini dışlayan idealler olmadığı gibi, birbiriyle yakından ilişkilidir. Toplum, her iki kavramın dengesinin düzgün ve dürüst tutulması ile ayakta kalabilir. Özgürlük eşitliğe, eşitlik özgürlüğe yenilmemeli, ya da bunlar arasındaki adalet tartısı oynamamalı. Özgürlük ve eşitlik tümü ifade eder aslında. İnsanları birlik olmaya, toplumsallaşmaya meyillendirir. Özgürlüğün sınırları belli, eşitliğin kuralları malum. İkisini de aynı tartıya koyup tarttığımızda beraber ölçüde olmalı.
Eşitlik, insanları beraber olmaya zorunlu kılan bir nesne olduğu için kurallı olması kaçınılmaz. Eşitlik, insana saygı düşüncesinin mahsülüdür. İnsanı düşünerek keşif edilmiş.
Dünyada tüm insanlar özgür ve eşittir. Yaşanmışlıkla kazanılmış kuralsızlık ve ya kuralların çiğnenmesi sonucunda eşitlik de, özgürlük de bazen iflasa uğrayabilir. Lakin bunu yeniden tamir etmek insanlığın kendi elinde. Kimse bireyden özgürlüğünü alamaz kendi vermediği sürece. Ve bu hayatta her kes eşittir. Hak ve hukuk olarak eşit haklara sahipiz. Bunu bilmeli ve gerektiği zaman gerektiği yerde talep etmeyi başarmalıyız. Aksi halde tüm özgürlüğümüz eşitliğe verdiğimiz kurbandan başka bir şey olmayacaktır.
Aysel Ateş Abdullazade
Türkiye, Antalya
9.sayı "MAVİ" dergi için
Türkiye, Antalya
9.sayı "MAVİ" dergi için
Yorumlar
Yorum Gönder